- ileri gelenler
- xewas
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
serâmedân — (F.) [ ناﺪﻡﺁ ﺮﺱ ] ileri gelenler, önde gelenler … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
eşraf — is., ç., Ar. eşrāf Bir yerin zenginleri, sözü geçenler, ileri gelenler Öte taraftan da ileri fikirlerim kasaba eşrafını kuşkulandırmaya başlamıştı. R. N. Güntekin Birleşik Sözler nakibüleşraf … Çağatay Osmanlı Sözlük
âyan — is., ç., esk., Ar. aˁyān 1) İleri gelenler 2) Senato üyeleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekâbir — is., ç., esk., Ar. ekābir 1) Büyükler, devlet büyükleri, ileri gelenler Kaymakam beyin hemen arkasında kalan ekâbiri umursamadan sıtma doktoru da kalkmıştı. T. Buğra 2) alay Kendini beğenmiş kimse Senin gibi ekâbir bir adam bu tür haberlerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kudema — is., esk., Ar. ḳudemā 1) Eskiler, eski insanlar 2) Eskiliği bakımından ileri gelenler, öne çıkanlar Kudemanın şiirde iddiaları ancak kendi şiirlerinin bambaşka bir cevher olduğu sadedine kadar giderdi.. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
üst tabaka — is., top. b. İleri gelenler sınıfı … Çağatay Osmanlı Sözlük
vekil vükela — is., ç. İleri gelenler … Çağatay Osmanlı Sözlük
vezir vüzera — is. İleri gelenler … Çağatay Osmanlı Sözlük
a'yân — (A.) [ نﺎﻴﻋا ] 1. ileri gelenler, eşraf, sosyete. 2. gözler … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
eâzım — (A.) [ ﻢﻇﺎﻋا ] büyükler, ileri gelenler … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ekâbir — (A.) [ ﺮﺑﺎﮐا ] büyükler, ileri gelenler … Osmanli Türkçesİ sözlüğü